25 Mayıs 2020 Pazartesi

BOĞA BURCU 8 BAŞARILI ÜNLÜ🔥

Merhabalar Sevgili Okurlarım🙏Tarih 25.05.2020... Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.Uzun zamandır sınavlar dolayısıyla blog yazamadım.O günlerin telafisini yapabilmek için güzel bir konu ile karşınızdayım.Umarım güzel bir bayram geçiriyorsunuzdur.Keyifler yerindedir umarım.Artık hazırsak başlayalım keyifli okumalar diliyorum🤗🍬🍭🌺

Günümüzde popüler konuların arasında burçlar yerini her zaman koruyor.Çoğu insan burçlarını okurken mutluluk duyuyor.Gelecek hakkındaki bilgilerle içimizi bir nebze rahatlatıyor.Burçlarla olan tanışmam lisenin sonlarına doğru gerçekleşti.Kendimi tanıma isteğimin yoğun olduğu dönemlerde.Burcum hakkında bilgiler edindiğimde çok fazla şaşırmıştım doğrusu çünkü tıpa tıp beni anlatıyordu.Daha sonraları hem internetten yazılar okuyarak, dergileri karıştırarak hem de burçlarla ilgili gazete yazıları okuyarak ilgim daha da artmış oldu.

Bugünki yazım benim de burcum olan Boğa burcuna sahip,tarihte iz bırakmış ve başarılara imza atmış 8 ünlüyü kısaca tanıyacağız...

1-KRALİÇE 2.ELİZABETH

Doğum tarihi 21 Nisan 1926... Dünyanın hâlen hüküm süren en yaşlı ve Britanya'nın en uzun ömürlü hükümdarıdır.Birleşik Krallığın asil Kraliçesi olan 2. Elizabeth yaşına rağmen bütün gözleri üstüne çekmeye,ilgi odağı olmaya devam ediyor.Bu da burcunun özelliği olan güzelliği,asaleti,yönetici ruhunu yıllara meydan okurcasına devam ettirmeyi başarıyor.

2-İLBER ORTAYLI

21 Mayıs 1947 de Avusturya'da dünyaya geldi.Onun hayatını okuduğumda, bir ömre sığdırdıklarına şaşırıp kalmıştım.Türk tarihçisi,akademisyen,gezgin,yazar,Türk tarih kurumu şeref üyesi... Burada sayamayacağım kadar elde ettiği başarıları.İlginiz olmayan alanlara da burnunu sokun cümlesiyle benim hayatımın dönüm noktasını başlatmış oldu. Boğa burcunun en güzel özelliklerinin onda birleşmiş olduğuna şahit oldum.

3-AL PACİNO

25 Nisan 1940 yılında ABD'nin Newyork eyaletinde dünyaya geldi.Oscar ödüllü italyan kökenli,Amerikalı sinema ve tiyatro oyuncusudur.Yaşamı boyunca aldığı ödüller;En iyi erkek Oyuncu Oscar'ı,AFI Yaşam boyu Başarı Ödülü ve diğerleri... The Godfather(Baba)filmiyle hafızalara kazınsa da onun hayatı başarısızlıklar içinde başarılardan meydana gelmektedir.Yine boğa burçlarının hiçbir zaman başarının peşini bırakmayışını onda da görmekteyiz.

4-DAVİD BECKHAM

2 Mayıs 1975'te İngiltere'de dünyaya gelmiştir.İngiliz futbolcu kariyeri boyunca sayısız başarılara imza atmıştır.2004 yılında dünyanın yüksek ücretli futbolcusu seçilmiştir.Top-100 Şampiyonlar Ligi'ne giren ilk İngiliz futbolcu olmuştur.2003-2004 yıllarında Googlede en çok aranan isim olmuştur.Bu tür küresel tanınma ile de seçkin bir reklam,marka ve moda ikonu hâline gelmiştir.Hâlâ daha evli olan beckham,boğa burcunun eşlerine olan sadakâtini gözler önüne seriyor.

5-AYHAN IŞIK

5 Mayıs 1929 da İzmir'de dünyaya geldi.Taçsız Kral lakaplı Türk Sinema Oyuncusu,Jön oluşunun yanı sıra yapımcı,yönetmen,senarist,ses sanatçısı ve ressam ... Yine çok yönlü bir boğa burcuna sahip ünlümüzü tanımaktayız.

6-KARL MARX

5 Mayıs 1818 de Almanyada dünyaya geldi.Alman filozof aynı zamanda politik ekonomist,bilimsel sosyalizmin kurucusudur.Marksizm akımını başlatan kişidir.Onun çalışmaları hâlâ günümüzde etkisini göstermektedir.Sayısını bilmediğimiz kadar eserleri vardır.Sosyolojiyi başlatan isimler arasında yer alır.

7-BALZAC

20 Mayıs 1799 yılında Fransa'da dünyaya geldi.Fransız yazarın olağanüstü gözlem yeteneği ve güçlü hafızası onu ölümsüzleştirmiştir.Onun eserleri Fransız Devrimi'nin geçmişsel belgesidir.En bilinen,ölümsüz eserleri;Goriot Baba ve Vadideki Zambak...

8-ÇELİK

12 Mayıs 1966 yılında İstanbulda dünyaya geldi.Pop müziğine kazandırdığı sayısız unutulmaz şarkılarının dışında,kitap yazarlığı,köşe yazarlığı da yapmıştır.Müzikal ve senaryolar yazmıştır.Hayatı boyunca Atatürk ilkelerinin savunucusu olmuştur.

Evet Sevgili Okurlarım okuduğunuz üzre sizlerle paylaştığım Boğa burcuna sahip 8 ünlünün ortak özellikleri;Kendi alanlarının dışında bir çok işlerede merak salmış ve bu alanlarda da başarı elde etmiş,eserler vererek kendinden sonraki insanlara örnek olmuş,paylaşmayı seven,hayatı dolu dolu yaşamayı başarmış boğa burcuna sahip ünlüleri tanımış olduk.

Yazımı okuduğunuz için,değerli vaktinizi ayırdığınız için çok ama çok teşekkür ederim.Yazıma yorum yapabilir,yorumlarda burcunuzu yazabilirsiniz.Mutlaka okuyup,cevap vereceğim.İlginiz için teşekkür ederim iyıkı varsınız.Tekrardan bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum.Bir dahaki yazımda görüşmek dileği ile esenle kalın hoşçakalın 👩🏻‍✈️⚓⛴️ Instagram👉@Captaindidem.

24 Nisan 2020 Cuma

KARANTİNAYI İLBER ORTAYLI İLE GEÇİRMEK👩🏻‍✈️⚓

Merhaba Sevgili Okurlarım🙏Tarih 24.04.2020...Dün çok özel bir gündü.Ulu Önder Atatürk'ümüzün çocuklara armağan ettiği "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramıydı.Nice 100 yıllara...

Karantinamın 44.günü.Keyifler nasıl diye sormaya çekiniyorum.Haftalardır market alışverişi dışında hiçbir yere gitmedim.Hiç ama hiç sorun değil.Hastane odasında bu hastalıkla mücadele etmektense evimde otururum,eklem ağrılarım dahi olsa geçer gider asla önemli değil.Yeterki ülkemiz ve dünyamız bu hastalıktan bir an önce kurtulsun.Sağlık çalışanlarının ettiği mücadelenin bir kahramandan hiçbir farkı yokken bize sadece onları desteklemek ve evlerimizde beklemek düşer❤️

Şimdi gelelim bugünki blog konuma.Yine instagramdan sizlerin oylarıyla seçtiğim bu konumuzun içeriği;herkesin sayıp sevdiği İlber Ortaylı hocamızın, "Bir Ömür Nasıl Yaşanır?"adlı eserinden sizler için derlediğim,korona günlerinde,evlerinizde hem kendinizi geliştireceğiniz hem genel kültünüze katkılı olacağını düşündüğüm kitapları paylaşacağım.


Kitaplığımdaki en güzel eserlerden biri olduğunu söyleyebilirim.İlber Ortaylı Hocamızın,12 yaşlarından şimdiki yaşına kadar edindiği tüm tecrübeleri kaleme aldığı bu kitap; röportaj şeklinde yazılmış olup,hayatımızı 4 evreye ayırmıştır.12-25 yaş,25-40 yaş,40-55 yaş ve son olarak 55 yaş sonrası şeklindedir.Alıp okumanızı mutlaka ve kesinlikle tavsiye ederim.

Geçenlerde bir yazı okurken,cevapları ilginç olan sorularla karşılaştım.Soru şu idi "Karantinayı kiminle geçirmek isterdiniz?"şeklindeydi.Hiç düşünmeden direkt "İlber Ortaylı"derdim!

Sebebini hemen açıklığa kavuşturalım Sevgili Okurlarım.İlber Ortaylı gibi kendini alanı dışında ilgi duyduğu alanlarda geliştiren;müzikle,gezilerle,dansla,yabancı dille,tiyatrolarla,müzelerle,kitaplarla,insanlarla içli dışlı olup hayatı bu kadar doğru yaşayan kaç kişi gösterebiliriz?Ki ne demek istediğimi kitabını okuduktan sonra çok daha iyi anlayacaksınız Sevgili Okurlarım.Onun gibi hayatı doğru yaşamış biriyle mutlaka karantina günlerini değerlendirmek isterdim.

İlber Ortaylı'nın bu kitabıyla 21 yaşında tanışmış olsamda hâlâ 12-25 yaş arası dönemi kaçırmadığımı görerek,zararın neresinden dönersem kâr kârdır diyorum.Tabi bugüne kadar boş gelmesemde,onun bize dilediği,öğütlediği hayatı tam anlamıyla yaşayamadım.O kitabı iki kere okuyup bitirdikten sonra elimden geldiğince dediklerini uygulamaya çalışacağım,çalışıyorum da.

Konuyu çok uzatmadan ve dağıtmadan şimdi birlikte karantina günlerinde okumamız gereken 25 kitaba geçelim Sevgili Okurlarım 🥰


  1. Madame Bovary- Gustave Flaubert
  2. Yüzbaşının Kızı- Aleksandr Sergeyeviç Puşkin
  3. Kral Lear- William Shakespeare
  4. Savaş ve Barış - Lev Nikolayeviç Tolstoy
  5. Kambur- Şule Gürbüz
  6. Suyu Arayan Adam- Şevket Süreyya Aydemir
  7. Timurlenk- Beatrice Forbes Manz 
  8. Vanya Dayı- Anton Pavloviç Çehov
  9. Semerkant- Amin Maalouf 
  10. İnce Memed 1-4- Yaşar Kemal
  11. Osmanlı İmparatorluğu - Halil İnalcık
  12. Hafız Divanı 
  13. Fuzuli Divanı
  14. Batı-Doğu Divanı - Johann Wolfgang von Goethe
  15. İslam Uygarlıkları Tarihi - Corci Zeydan 
  16. Bir Ortadoğu Tarihçisinin Notları- Bernard Lewis
  17. Puslu Kıtalar Atlası- İhsan Oktay Anar
  18. Milli Mücadele Başlarken - Tayyib Gökbilgin
  19. Yeniçeriler - Reşad Ekrem Koçu
  20. Yavuz Sultan Selim- Feridun Emecen 
  21. Devlet-i Aliyye 1-4 - Halil İnalcık
  22. Sultan Alp Arslan- Cihan Piyadeoğlu
  23. Büstan- Sâdi- i Şirâzi
  24. Karamazov Kardeşler- Fyodor Dostoyevski
25.Savaş Günlükleri 1939-1943 - Kont Galeazzo Ciano.

Evet Sevgili Okurlarım bir yazımın daha sonuna geldik.Umarım size keyifli bir okuma sunmuşumdur.Okuyup değerli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim.Yorum yapmayı da unutmayınız.Yorumlarda sizinde öneri kitaplarınızı bekliyor olacağım.Bir dahaki yazımda buluşmak dileğiyle esenle kalın hoşçakalın 👩🏻‍✈️⚓Instagram👉@captaindidem

16 Nisan 2020 Perşembe

ÖĞRETMENLER ANNEMİZDEN SONRA MI GELİR?🌬️

Merhabalar Sevgili Okurlarım 🙏Tarih 16.04.2020... İlk blog yazdığımda Ordu'dan yeni gelmiştim.Olaylar daha tazeydi.Şimdi aradan haftalar geçti.Bakıyorum da alışamam dediğim birçok şeye ne çabukta alışmışım.Derlerdi de inanmazdım.İnsanoğlu herşeye ne güzelde alışıyor.Tıpkı gündelik hayatta duyduğumuz haberlere önce şaşırıp daha sonra unutup gittiğimiz gibi aslında "Alışıyoruz"farkında olmadan...

Daha önce de yaptığım gibi konumu sizler aracılığıyla seçmiş oldum Sevgili Okurlarım.Bugünki konumuz Sevgili ve Değerli Öğretmenlerimiz.Ayrıca hayatımızdaki iyi ve kötü rollerinden bahsedicem hayatımdaki örneklerle.Viktor Hugo'nun "Sefiller"adlı kitabında geçtiği gibi annelerden sonra öğretmenler gelir...

Şehir dışı kaynaklı olarak beş okul değiştirmiş oldum bu sayede birçok öğretmenim oldu ve iyi bir gözlem yapmış oldum.Yıllar önce ortaokula giderken bir ödev istemişti öğretmenimiz bizden.Konumuz fiilimsilerdi.Fililimsilerle ilgili cümleler kurup çizgisiz kağıtlara yazarak teslim edecektik.O yıllardan itibaren Türkçe'ye ayrı bir ilgim vardı.Doğru bir Türkçe kullanmaya çalışırdım hep.O dersim ise hep en iyisiydi.O kadar kişi içinde beni yanına çağırdı. Bu ödevi sen mi yaptın dedi.Ben de evet dedim.Hayır bu ödevi sen yapmış olamazsın doğruyu söyle dedi.Evet öğretmenim ben yaptım dediysemde beni dinlemeyip yerime gönderdi.Kendimi çok kötü hissetmiştim.Bana göre bir öğretmenin görevlerinden biri öğrencisinin yeteneğini keşfedebilmekti.İsteseydi velimi okula çağırıp bunu sorabilirdi ya da tahtaya kaldırıp bunu kolaylıkla test edebirdi...

Ondan daha da yıllar önce müzik dersinde öğretmenimiz sesimi keşfetmişti.Sadece ders vermekle kalmıyor, güzel sesli öğrencilerini görüp koro derslerinde iyi bir eğitim veriyor ve özel günlerde sahneye çıkmamıza vesile oluyordu.Hâlâ o güzel günler hafızamdadır...

Birazda günümüze dönelim Sevgili Okurlarım.Bir gün Instagram'da takip ettiğim yakındanda tanıdığım bir resim öğretmeni vardı. Öğrencilerine öyle çalışmalar yaptırıyordu ki ağzım hayretle açık kalıyordu.Güzelliklerinden gözlerim kamaşıyordu bir gün dayanamayıp mesaj attım ve gönülden tebrik ettim.Biz yıllarca resim dersinde ağaçtan,evden,şelaleden başka ne çizdik?Bu çalışmaları şu an ben yapmaya çalışsam belkide yapamam ama o çocuklar ne kadar güzel yapıp yeteneklerini ortaya koymuşlar dedim kendi kendime.İşte asıl mesele şu,o öğretmenin işini aşkla yapmasından kaynaklanıyor.Sadece gelip"Çocuklar serbest çalışabilirsiniz"diyip sonra masasında telefonla oynamak değildi mesele.

Lise çağlarımda matematik korkulu rüyamdı ilk başlarda.Daha sonra şu an minnetle ve saygıyla anacağım işini ve mesleğini çok seven,bir çocuk soruyu anlamadığında içi rahat etmeyip farklı yollar arayan bir öğretmenle karşılaştım.Bana matematiği sevdiren ve bizi hiç sıkmadan anlatan o öğretmen ne kadar değerli bir öğretmen ...

Okulun vazgeçilmez en sevilen derslerinden biri olan Beden eğitimi dersi.Neden sevdik o dersi.Hep boş geçtiğinden olabilir mi?Ben bir gün bile hatırlamıyorum bir Beden eğitimi öğretmenim Voleybol,Basketbol,Tenis,Badminton vs. bunlar hakkında teknik bilgi öğretsin.Ama konu yeni ürünler alınmaya gelince nasıl da maddi durumu iyi olunup olunmadığını bilmeden paralar toplanıyor...

Yine lise yıllarında bir edebiyat hocamız vardı.Sadece bir dönem dersime girmesine rağmen öyle yer ettiki hafızamda.Çoğu kişi onun kıymetini bilememişti.Edebiyata olan ilgi ve merakım o hocamız ile birlikte artmıştı ve güzel olan Türkçem daha da güzelleşmişti.İşine öyle sadıkki herkese edebiyatı sevdirmeye yeminliydi adeta...

Daha anlatsam  bir sürü örnek var bunlar gibi Sevgili okurlarım.İlber Ortaylı Bir kitabında öğretmenlerin yerinin önemini anlatırken,işini hakkıyla yapmayan öğretmenlerden de bahsediyordu.Bunu belkide değiştirebilecek güce sahibiz.

Victor Hugo'nun Sefiller adlı romanında da dediği gibi"Öğretmenler,annelerden sonra gelir"Onlar bizim geleceğimizi şekillendirmede büyük bir role sahip.Biz onlar sayesinde yeteneklerimizi keşfediyor,hayata başlıyoruz.

Yazımı burada sonlandırırken Sevgili Okurlarım,buraya kadar okuyup değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim.Sizlerden aldığım destekle yazılarıma devam ediyorum.Yorum yapmayı da unutmayınız,ayrıca yorumlarınızda sizde unutamadığınız öğretmenlerinizi paylaşabilirsiniz.Başka yazılarda görüşmek dileği ile esenle kalın hoşçakalın 👩🏻‍✈️⚓🌬️Instagram👉@Captaindidem

10 Nisan 2020 Cuma

ARTVİN-BORÇKA-KARAGÖL🌳🌳GEZİ SERİSİ 1

Merhabalar Sevgili Okurlarım🙏Tarih 10.04.2020... Bugün sizlerle; içinizi ısıtacak,okurken yüreğinizi ferahlatacak,karantina günleri biter bitmez belkide bilet alıp seyahate çıkacağınız bir seriye başlayacağız.Sizleri birazdan,Türkiye'nin cennet bölgesi Karadeniz'in en doğusuna götüreceğim😊

Öncelikle sizlere biraz gezme tutkumdan bahsedeceğim.Karadeniz gibi bir yerdeyseniz ve öğrenciyseniz,gezmek için müthiş bir fırsatınız var demektir.Orada öğrencilerin gezmesi için uygun fiyatlı,günübirlik gezilerin var olduğunu söyleyebilirim.Durum böyleyken değerlendirmemek olmazdı😊Okula başladığım ilk günlerden itibaren planlar yapmaya,araştırmaya koyulmuştum.Zaten kaptan olma hayalimin yapı taşı içimdeki gezme tutkusu ve keşfetme isteğiydi.

Daha fazla sözlerimi uzatmadan gezi bloğuma başlıyorum.

Finallerim bittikten sonra kafamın hep bir köşesinde Artvin'i gezmek vardı.Kendi kendime dedimki bir daha böyle bir fırsat geçmeyebilir eline o yüzden atla otobüse ve git! Arkadaşımla beraber kısa bir sürede planımızı yapıp koyulduk yola,o kadar heyecanlıydımki... Daha öncede başka Karadeniz şehirlerini gezmiş biri olarak o cennet köşesinide görmek için sabırsızlanıyordum.

İzlediğimiz rota;Giresun,Trabzon,Rize,Borçka-Karagöl-Çoruh-Artvin şeklindeydi...

Elbetteki bir tur şirketiyle,rehber aracılığıyla gezimize başladık.O kadar kısa sürede,gezilecek yerleri planlı programlı anca bir turla görebilirdik.İlk durağımız Trabzon(Sera Gölü) idi.Orada gölün manzarasına karşı kahvaltımızı ettik,karadeniz çayımızı yudumladık.

Tekrar yola koyularak bir sonraki durağımıza Trabzon/Araklı'ya geldik.Orada Vatan Çay fabrikasına uğrayarak,bir çayın ne emeklerle işlendiğine,yapıldığına şahit olduk.Sıcakkanlı insanlar bizlere çay ikramında bulundular,tabi o çayı yerinde içmek ayrı bir tat...Aynı yerde bulunan mağazalarına girerek,çaydan yapılan sabun,kolonya vs.bunlarıda görmüş olduk.

Oradan da ayrılarak,Trabzonda bulunan Surbısa Bıçak Fabrikasına uğradık.Koleksiyonlar cep yakıcı ve göz kamaştırıcıydı.Tamamen el yapımı olan bıçak ve kılıçlar kendine hayran bırakmayı başarmıştı.

Daha sonra yolumuza Rizeden devam ettik.Rizede hiç durmamamıza rağmen karadeniz türküleri eşliğinde etrafı seyretmek ayrı bir zevkti... 

Uzun bir yolculuğun sonunda Borçkaya varmış olduk ilk olarak gördüğüm Borçka Baraj Gölüydü.Çocukluğumuzda yaptığımız bir resim vardı,dağların arasından şelale akardı ya da dağların arasına göl çizerdik...İşte bu görüntüyü tam olarak orada gördüm diyebilirim Sevgili Okurlarım.


Buradanda Karagöl'e doğru yola çıktık.Oksijen bolluğundan sarhoş gibi olduk diyebilirim.Öyle duru öyle temiz havası vardı.Dar ve uçurum kenarı yollardan şarkılarla,türkülerle yolumuza devam ettik.Karagöle vardığımızda gördüklerim karşısında ilk dakikalar kendime gelemedim,gerçeklikle hayal arasında gidip geliyordum.Öncelikle etrafı keşfe çıktık.Etrafı çevreleyen köprülerle etrafında daire çizdik bir nevi.Ormanla gölün birleştiği ve bir yandan yemyeşil sularına yavaş yavaş sokulan sisin güzelliğiyle büyülendik...Bol bol fotoğraf çekildikten sonra gezimize kayıklarla gölün çevresini gezerek devam ettik.

Daha sonra oradanda ayrılarak,Türkiye'nin en büyük zipline alanlarından olan Artvin Çoruh zipline alanına gelmiş olduk.Daha önce Rize Çamlıhemşin'de uçmuş biri olarak oranın 10 katı olduğunu söyleyebilirim.Büyük cesaret gerektiren bir uçuş olacaktı benim için,hem yüksek hem uzun sürüyor hem de aşağısı balık çiftliği derken biraz heyecanlanmak gayet normaldi... O anda tüm benliğimle tadını çıkartarak uçtum.Akşam yemeğinide Artvin'de yiyerek oradan ayrıldık.

Tüm gezimi ayrıntılarıyla anlatmış bulunuyorum Sevgili Okurlarım 😊Umarım okurken zevk almışsınızdır ve sıkılmamışsınızdır.Eğer bir gün Artvin'i gezecek olursanız mutlaka bu rotayı tavsiye ederim.Harika bir gezi olacağından eminim sizler için🙏

Eğer yazımı beğendiyseniz yorum yapmayı unutmayınız aynı zamanda yorumlar kısmına gittiğiniz en güzel şehri ya da ilçeyi yazarsanız çok mutlu olurum.

Gezi serim ileriki haftalarda devam edecek,yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim esenle kalın,hoşçakalın⚓👨🏻‍✈️✈️Instagram👉@captaindidem

6 Nisan 2020 Pazartesi

MİNİK KÜTÜPHANEM👨🏻‍✈️⚓🛳️✈️

Merhabalar Sevgili Okurlarım🙏Tarih 06.04.2020... Yepyeni bir yazı ve konu ile karşınızdayım.Bu sefer konumu, siz okurlarıma Instagram üzerinden anket sunarak seçtim.Oy fazlalığı ile minik kütüphanem konusunu ele aldım.Bunun güzel bir fikir olduğu kanaatindeyim bu sayede artık konularımı sizlerle belirleyeceğiz😊

Şimdi zamanda yolculuk yapalım sizlerle... Bundan 3-4 sene önce elimde tek tük kitaplar vardı.Onlarıda bir köşede tutuyordum elbet okurum diye.Bazen arkadaşlarımdan ödünç aldığım kitapları okuyordum bazende kardeşlerimin elinde olan kitapları okuyordum.Harçlıklarımla anca geçiniyordum,kitap alma gibi bir düşüncem olmuyordu. Daha sonra üniversite sınavlarına hazırlanırken kendimi dış dünyadan soyutlamıştım,dışarıda vakit geçirmiyordum,arkadaşlarımda benim gibi olduğu için onlarla görüşmüyorduk.Gel zaman git zaman hayatımda bir çok şeyin yokluğunu hissetmeye başladım. Daha iyi bir diksiyona sahip olabilirdim,bilgili,kültürlü,kendi alanımın dışındaki konulardada bilgi sahibi olabilirdim,türkçemi daha da güzelleştirebilirdim.Bunların hepsini bir arada gerçekçekleştirebileceğim aktivite kitap okumaktı...

İnternetten alışveriş yapmayı çok severiz,parasını şip şak kredi kartıyla ödeyip daha sonra kapımıza kadar gelmesi ne büyük hizmet.İlk önceleri bir siteden kitap siparişi vermeye başladım,onları aldıkça bir kenara koyuyor biriktirip öyle okurum diye kendimi alıştırmaya çalışıyordum bir nevi.Daha sonra raslantı olarak sinema çıkışı bir kitapçıya uğradım adeta içinde kayboluverdim.O çeşit çeşit kitaplar,türüne göre ayrılmış kitaplar,dergiler daha neler neler... İşte Sevgili Okurlarım içinde gezinirken o miss gibi kokan kitapları elime alıp baktıkça,internetten değilde,bizzat gidip kendimin alması daha mutluluk vericiydi.Onları raflara özenle yerleştirdim.Hemen hemen her hafta internetten önerilmiş kitapları satın alıyor ve raflara yerleştiriyordum.

Bazen de bit pazarına gidip,oradan eski kitapları çok mâkul fiyatlara satın alıyordum.Onlarda diğer kitaplarımın yanında yerlerini alıyorlardı.Daha sonra üniversiteyi kazanıp şehir dışına gitmemle birlikte kitap alma durumunu biraz askıya almış oldum.Yinede bir yıl içerisinde güzel bir rakamla küçük kütüphanemi oluşturmuş oldum.Toplamda 129 kitapla raflarımı tamamladım.

Şimdi sizlere kitaplarımın içeriklerinden,türlerinden bahsetmek istiyorum.Dediğim gibi o zaman sınavlara hazırlanıyordum ve sınav psikolojisi tamamen vücudumu tesiri altına almıştı.Öncelikle bu stres ve kaygıyı en aza indirmeliydim.Yıllar önce yaz tatilinde bir iş yerinde çalışırken, bende belkide potansiyel görmüş olacakki patronumuz iki tane kitap hediye etmişti.Bu kitap benim" Mümin Sekmanla "tanışmama vesile olan iki kitaptı.Bimiyordum o kitapların hayatımı tamamen değiştireceğini... Daha sonra sınav döneminde kişisel gelişim kitaplarının bana fazlaca yardımcı olacağını düşünerek bahsettiğim yazarın bütün kitaplarını satın aldım.Daha sonra psikoloji kitapları satın alıp okumaya başladım derken üst rafımın yarısından çoğu kişisel gelişim ve psikoloji kitapları olarak tamamlanmış oldu.


Şimdi sıra etkili,doğru,düzgün türkçe konuşmaya gelmişti.Yine tavsiye üzerine aldığım ve benimde mutlaka okunmasını tavsiye ettiğim "İpek Ongun"kitapları raflardaki yerini aldı.Devamındada bir çok kitabını satın alarak okudum.Onun kitaplarından nasıl bir genç kız olabilmeyi,saygıyı,sevgiyi öğrenmiş oldum.O kitapları hızlı okuma,etkili konuşma ve diksiyon kitapları takip etti.Üstte görmüş olduğunuz tüm kitapları okumuş oldum 😊

Evet sevgili okurlarım bu yazımda sizlere odamdaki kitaplığımı nasıl oluşturduğumu,nasıl aldığımı ve ne tür kitapları okuduğumu anlatmış oldum.Umarım yazımı beğenmişsinizdir.Elimden geldiğince sizi sıkmadan anlatmaya çalıştım.Günden güne yorumlarınız ve istekleriniz doğrultusunda yazılarımı güzelleştirmeye çalışıyorum.Bir önceki yazılarıma olan ilginize çok teşekkür ediyorum.Gittikçe geniş bir aile olacağız.Beğendiyseniz yorum yapmayı unutmayınız Sevgili okurlarım.Yapılan en güzel yorumu seçerek Instagram hesabımdan paylaşıp o okuruma kitaplığımdan kitap ve kitap ayracı hediye edeceğim😊🙏Şimdiden çok teşekkür ederim.Esenle kalın,Hoşçakalın... Instagram hesabım👉@captaindidem 👨🏻‍✈️


31 Mart 2020 Salı

UZAKTAN UZAĞA SİSTEM✈️KARANTİNA 21.GÜN🌬️

Sevgilim okurlarım merhabalar🙏Tarih 31.03.2020... Sonunda bitmek bilmeyen bir ayın sonuna geldik.Karantinamın 21. günü.Umarım sağlığınız sıhhatiniz yerindedir.Psikolojimiz için aynı cevapları verebilir miyiz bilmiyorum ama umarım iyisinizdir.Bugün bloğumu kaleme aldıran konumuz uzaktan eğitim sistemi.Benim bölümümün uzaktan eğitim dersleri bugün itibariyle başladı.Okuluma ve bölümüme,mesleğime aşık biri olarak;yurdumu,orduyu,fatsayı özlememe rağmen uzaktan eğitim sistemini çok beğendiğimi söylemek istiyorum.Elbetteki gönül isterdi okulumuza dönüp derslerimize devam etmeyi ama şu şartlarda verilen eğitimi gerçek anlamda çok beğendiğimi belirtmek istiyorum.Şimdi birazcık geçmişe gitmek istiyorum Sevgili okurlarım.Neden uzaktan eğitimi bu kadar beğendiğimi paylaşmak istiyorum.Sınıfımız 63 kişilik,sınıfa erken gelsek bile arka sıralara kalma ihtimalimiz var,daha erken gelmeye kalksak bu sefer sabah mahmurluğundan dersi anlamamız zorlaşabiliyordu.Diğer yandan sabah okula gitmek için kalkış saatimiz hazırlanma süremiz doğrultusunda daha da erken olabiliyordu.Dersler arasında kalan boş zamanlarda okulda bekleyişler başlıyordu.Okuldan yurda/eve döndüğümüzde okulda alacağımız toplam verimli olarak 3-4 saat ders karşısında çok fazla yoruluyorduk.Ders dışında bize kalan zamanda da bazen kendimizi geliştiriyorduk bazen boş geçiriyorduk bu şekilde değerlendirmeye çalışıyorduk.Tabi bu herkes için geçerli mi o da meçhul.Ben okul varken ertelemek zorunda kaldığım ne varsa onları yapmaya başladım bu süreçte.Kendime söz verip verip sonra da çok yorgunum daha sonra yaparım dediğim ne varsa bu süreçte gerçekleştirdim hemde hiçbir dersimi aksatmadan.Hemen hemen hepimiz yaşamışızdır,derste hayallere dalmışızdır,dikkatimiz bir an dağılmıştır,gözlerinden rahatsızlığı olan arkadaşlarımız belki göremediği için not tutamamıştır,hem dinleyip hem de  not tutabilme durumu olmamıştır. Bunun gibi bir çok sıkıntıyı çoğumuz yaşamaktaydık.Bugün derse girdiğimde yaşadığım en büyük rahatlık pijamalarımla oluşumdu.Hazırlanmak için bir çabam yoktu.Erken uyanmak zorunda değildim.Boş sıra bulabilecek miyim diye bir derdimde yoktu.Sağ gözüm 1 numara miyop tahtayı bulanık görüyordum şimdi öyle bir derdimde yok.Hiç sevemediğim gözlüklerimide takmak zorunda değilim.Canlı yayının başlamasına yakın masama geçtim.Ders başlayınca telefonun video kaydetme özelliği sayesinde baştan sona kadar kaydettim.Bu sayede dikkatim dağıldığında istediğim zaman tekrarını izleyebileceğim.'Sınıftada kayıt alabilirsin' diyorsunuzdur belkide Sevgili okurlarım ama arka sıralara kalınca telefon o sesi algılayamayabiliyor.Şimdi gelelim bize kalan fazlaca zamana.Üniversiteye başladığımdan bu yana gerçek anlamda bu kadar zaman kalmamıştı şahsıma.Ders çalışabilmenin yanında o kadar yapılacak şey varki;yabancı dilimizi geliştirmek,film izlemek,dizi izlemek,kitap(roman,hikâye, otobiyografi)okumak,müzik aleti çalmayı öğrenmek vs. yapılabilecek daha bir çok şey var.Okul zamanında bunları tam anlamıyla yapabildiğimi hatırlamıyorum.Yapan vardır elbet onlara da saygı duyuyorum.Bu yazımda sizlere uzaktan eğitim sistemini sebepleriyle birlikte beğendiğimi anlattım.Fakat şunu belirtmek isterimki düşüncelerim tamamen bu geçici süreçte fırsatı krize çevirme düşüncesidir.Öğrencilik hayatı fikrimce güzel bir dönemdir.Ailemizden uzakta veya ailemizin yanında kalarak hayata başlamak adına güzel bir köprüdür.Okula gitme heyecanı bir farklıdır,arkadaşlarımızla geçirdiğimiz o güzel dakikalar çoğu şeye bedeldir.Sevdiğimiz,saydığımız hocalarımızı görebilmek onlarla sohbet etmek ayrı bir güzeldir,sınıf ortamı ayrı bir heyecandır...Şehir dışında bir bireysindir,evine gelince annenin gözünde bir civcivsindir... Evet Sevgili okurlarım yazılarıma göstermiş olduğunuz ilgiden çok mutluyum,sizlere müteşekkirim. Bir önceki yazım 150 kişi tarafından okundu,değerli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim.Yorumlarınızı dikkate alıyor ve uygulamaya çalışıyorum. Görüşleriniz benim için çok değerli hepiniz iyıkı varsınız ve inanıyorumki ileride daha geniş bir aile olacağız.Allahın izniyle ve bilimin ışığında Covid 19 dan kurtulmayı diliyorum.Güzel günler yakın,umudunuzu asla kaybetmeyin hayallerinizden asla vazgeçmeyin erteleyin ama vazgeçmeyin,esenle kalın hoşçakalın...👨🏻‍✈️🕊️⚓🌎🛳️Beni instagramdan da takip edebilirsiniz @captaindidem👨🏻‍✈️

26 Mart 2020 Perşembe

"CORONA"GEMİ HAYATINA PROVA⚓HAYAT GEMİYE SIĞAR🕊️

Herkese selamlar🙏Tarih 26.03.2020... Bir günümüzün diğer günümüzden farkı kalmayan   bu karantina günlerinde hepimiz ayrı ayrı evlerimizde kimbilir neler yaşıyoruz... Ne zorluklar ne kalp kırıklıkları ne hayal kırıklıkları yaşıyoruz kimbilir... Gelin birlikte yılbaşını hatırlayalım,dilediğimiz güzel dilekleri,kurduğumuz hayalleri,hedeflerimizi,sevdiklerimiz ve ailemiz için kurduğumuz sağlık dolu cümleleri hatırlayalım... Çok geçmedi üstünden sadece 3 ay önceydi... Sahi 3 ayda neler de geldi başımıza,bu kadar zorluğu bir arada görmüşmüydük hep beraber... Bardağın dolu tarafından bakmak istedim hep,ders çıkarmaya,tecrübe edinmeye çalıştım... Bir denizci olarak gemi hayatında da sosyal izolasyonu yaşayacaktım nasıl olsa... Aylarca ucu bucağı gözükmeyen okyanusların ortasında,kocaman bir gemi içerisinde,küçücük kamaralarda hayat mücadelesi verecektim.Sevdiklerimden ve ailemden uzakta geçireceğim günler,haftalar,aylar... Yıllar önce verdiğim en güzel kararlarımdan birini vererek Dokuz Eylül Üniversitesini bıraktım ve hayallerimin peşine takıldım.Odam benim gemimdi ben ise odamın kaptanıydım. Pencerem arka bahçeye bakıyordu perdeyi araladığımda okyanusu hayal ediyordum,kırmızı kaplı atlasımdan gitmek istediğim,görmek istediğim ülkeleri tükenmez kalemle çiziyordum.En çok görmek istediğim yer, Amerika'nın Newyork şehriydi sebebini bilmiyorum... Şimdi ise tek hayalim dışarı çıkabilmek...Hayat ne kadar garip,nereden nereye 🕊️Tüm bunları gerçekleştirmek için bir adım atıp ilerlemeye başlamıştım,herşey yolunda gidiyordu taaki evimize bomba gibi düşen bu mâlum hastalığa kadar... Yazımın en başında söylediğim gibi herşeye bardağın dolu tarafından bakıyordum ama son haberlerle birlikte bu pekte mümkün olmadı... Bunca şeyi niye anlattım Sevgili okurlarım ? Çünkü gelen haberlerle bahar döneminin uzaktan eğitimle bitirileceğini öğrendim...Şimdi nasıl bardağın dolu tarafından bakıp iyimser olacağım?Bunlar geçici elbette ama bozulan düzenimiz,geride bıraktıklarımız bunlar eskisi gibi olacak mı ? Kafamda yanıtlayamadığım bir çok soru var... Elbetteki her hâlimize şükrediyorum 🙏Hayattayız ve mücadele edecek irademiz var, sabrımızıda Rabbimiz verir diyorum umarım gelecek günlerde güzel haberlerle içlerimiz ferahlar... 22.03.2020 de yazmış olduğum ilk bloğum 170 kişi tarafından okundu 🙏Gözlerinize sağlık... Kıymetli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Hayallerinizden,hedeflerinizden asla vazgeçmeyin,erteleyin ama asla vazgeçmeyin. Bir dahaki yazımda buluşmak üzre esenle kalın hoşçakalın🙏🕊️⚓👨🏻‍✈️💙🛳️

BOĞA BURCU 8 BAŞARILI ÜNLÜ🔥

Merhabalar Sevgili Okurlarım🙏Tarih 25.05.2020... Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.Uzun zamandır sınavlar dolayısıyla blog...